Ali Çetinkaya

Nazilli’nin gelecek beş yılını yönetmeye talip olan adaylar seçim çalışmalarının sonuna geldiler!.. Her daim halkla iç içe oluşu, samimiyeti, doğallığı, hemşehrilerine yaklaşımı ve hitabı ile Nazillililerin gönlünü fetheden Memleket Partisi Nazilli Belediye Başkan Adayı Ali Çetinkaya, mütevazılığının yansıması olan seçim minibüsünden Nazilli’ye bir mesaj gönderdi…

30 Mart 2024

Memleket Partisi Nazilli Belediye Başkan Adayı İnşaat Mühendisi Ali Çetinkaya, “Halkın içinden, halkla iç içe” söyleminin hakkını sahada verdi. ‘Memleket Buluşmaları’ kapsamında gerçekleştirilen köy ziyaretlerinde, esnaf ve vatandaş buluşmalarında her zaman parti minibüsünü kullanan Ali Çetinkaya, halkın adayı olduğunu bir kez daha ispatladı.
Nazilli’nin 5 yılına talip olan adayların neredeyse tamamı seçim çalışmalarında milyonluk lüks araçlar kullanırken, Memleket Partili Çetinkaya ise tercihini parti minibüsünden yana kullandı. Halktan uzak yaşayan ama her fırsatta halkçı olduklarını söyleyen başkan adaylarının bu durumu vatandaşın dikkatinden kaçmazken, “Ben sizden biriyim, ben sizin Alinizim” sözünün hakkını veren Çetinkaya’nın samimi, doğal ve yalın hali ise bir kez daha takdir topladı.

BİZ İNSANLARA HİZMETKAR OLACAĞIZ!
Son ziyaretlerini gerçekleştirmek üzere yine seçim minibüsüyle yollara düşen Çetinkaya, Nazillili hemşehrilerine bir mesaj gönderdi. Siyasi arenadaki koşturmacanın bir benzerini kendi özel hayatında da yaşadığını ifade eden Çetinkaya, “Bugün seçim minibüsünde gördünüz, yarın motosiklette görebilirsiniz, şaşırmayın!” dedi. Hemşehrilerinin hizmetkarlığına talip olmuş sıradan bir insan olduğunu ifade eden Çetinkaya şunları söyledi: “Ben halkın adamı, halkın adayıyım derken kendimi halktan farklı görmediğim için dedim. Motosiklete de binerim, minibüse de… Karavanadan da yemek yerim, esnaf lokantasından da… Bakkaldan da alışveriş yaparım, semt pazarından da… Sade, düz ve fani insanlarız. Benim için hiçbir insanın diğerinden; nitelik, nicelik bakımından bir farkı yoktur. İşi ağırdır, eli yüzü kir içindedir, olabilir. Üstü başı toz topraktır, olabilir. Eski püskü yamalı giyiyordur, olabilir. Aslolan insandır. Bizler de bu insanlara hizmetkar olmak için yola çıkmışız. Eee makam aracı kullanmayacak mısın diyorlar; ihtiyaç olursa kullanacağım. Bana tahsis edilmiş diye her işimi onunla görmek zorunda mıyım, evin alışverişini, çocuğu okula götürüp getirmesini onunla mı yapacağım? Biz şehremini olacağız; vakıf malı nedir, yetim hakkı nedir iyi biliriz. Biz fildişi kulelerde oturmuyoruz, ağalara beylere komşu değiliz, sosyete cemiyetlerinde de gezmiyoruz! İşimiz sıfatımız da belli, talip olduğumuz makam da…”